 |
İnsanlığın varoluşundan bu yana
her dönemde uçmak idealinin olduğu bilinmektedir. Bunu farklı yöntemlerle
yapmak isteyen kişiler değişik araçlar yardımı ile de oldukça başarılı sonuçlar
alındığı bilinmektedir. Genel olarak uçma sevdaları yamaç paraşütü ya da normal
paraşütle atlama yöntemi ile uzun yıllardır tatmin edilirken son dönemlerde
farklı yöntemler le de uçuş deneyimleri yaşanabilmektedir.
İnsanlar uçmak eylemini eski
tarihlerden beri kuşların uçma yetisi ile özdeşleştirdikleri bilinmektedir.
Planör, paraşüt ya da diğer uçuş ekipmanlarının adrenalin tutkunlarına tam
cevap vermemesi üzerine wingsuit flying
adı verilen yöntem ile uçuşlar gerçekleştirilmektedir. Wingsuit flying adrenalin oranı üst seviyelerde olan bir spor
dalıdır. Bu uygulamayı gerçekleştirmek için kişiler özel olarak üretilmiş olan
ve kanada benzer kıyafetler giymektedirler ve bu sayede de havada süzülerek
uçabilmektedirler. Her ne kadar popüler olsa da kanat benzeri ekipmanlarla uçma
deneyimleri wingsuit flyingden çok daha eskilere dayanmaktadır. Yakından
bildiğimiz Hazerfen Ahmet Çelibi’nin Galata Kulesi’nden atlayışı buna bir örnek
olabilmektedir.
 |
| KUŞADAM |
wingsuit flying için
özel olarak üretimi yapılan kıyafetler yoğun hava akımına karşı dayanıklı olmak
zorundadır. Wingsuitt denilen bu kıyafetler hava geçirgenliği en düşük olan
kumaşlardan üretilir ki bu sayede de kişi gökyüzünde yatay olarak kalmayı
başarabilmektedir. Wingsuit flying
sporuna başlamak için öncelikle uçaklardan serbest atlayış eğitimi alınması
gerekmektedir. Bu spor dalına ilk başlayan kişiler genellikle uçaktan atlayarak
wingsuit flying yaparlarken
tecrübeli kişiler dağlardan ya da dik yamaçlardan atlayarak da
gerçekleştirebilmektedirler. Wingsuit
flying yaparken ulaşılması muhtemel 200 km’lik kaldırılması oldukça yüksek
bir hız olduğu için herkes tarafından yapılamamaktadır.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı
üzere wingsuit flying oldukça
tehlikeli bir spordur. Dünya üzerinde en fazla ABD, Rusya ve Norveç’te
yapıldığı görülmekte olup gitgide yaygınlaşmaktadır.
